Bu Blogda Ara

faiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
faiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2023 Cuma

22 Aralık 2023 - TCMB'nin Politika Faiz Kararı ve Yansımaları

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasa beklentilerini de dikkate alarak politika faizini 250 baz puan artırarak %42.5 seviyesine çekti. Kararın metninde yer alan gelecek dönem faiz artırım sinyalleri, Ocak ayında politika faizinin %45'e yükseltilmesi ihtimalini güçlendiriyor. TCMB'nin bu adımı, kredi kartı faizlerine yansıtılmama kararıyla birlikte, özellikle tüketici finansmanı ve genel kredi piyasaları üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Exibank kredi faizleri de aynı şekilde değişmedi. Ayrıca, Yabancı Para (YP) yükümlülükler için menkul kıymet tesis oranının düşürülmesi ve TL depo ihalelerinin başlatılması gibi sadeleştirme adımları, likidite yönetimi ve finansal istikrar açısından kritik önem taşıyor.

Yabancı Yatırımcıların Net Alımları ve TCMB Rezervlerindeki Artış

Geçen haftalarda yabancı yatırımcıların net hisse senedi ve tahvil alımları, Türk finans piyasalarında dikkate değer bir yabancı sermaye girişini işaret ediyor. Bu trend, TCMB'nin brüt döviz rezervlerinde gözlemlenen 1.2 milyar ABD Doları'lık artışla paralellik göstererek, Türkiye'nin finansal piyasalarının küresel yatırımcılar için artan çekiciliğini vurguluyor. TCMB'nin menkul kıymet istatistiklerine göre, yabancı yatırımcıların net hisse senedi alımı son haftada 396 milyon USD, net tahvil alımı ise 181 milyon USD oldu. Bu hareket, TCMB'nin brüt döviz rezervlerinin 1.2 milyar USD artışla 142.5 milyar USD'ye ulaşmasına paralel olarak gerçekleşti.

Türk Hisselerinin Durumu ve Küresel Piyasa Beklentileri

Türk hisse senetlerindeki endeks bazında düşüş dün biraz durakladı; BİST100 endeksi dün %1.3'lük artış kaydetti. Ancak, banka hisseleri ve yeni halka arz edilen şirketlerdeki dalgalanmalar, belirgin riskler barındırıyor. Küresel ölçekte ise Noel ve yeni yıl tatilleri nedeniyle piyasaların daha sakin bir seyir izlemesi bekleniyor. Bu durum, yatırımcıların kısa vadeli stratejilerini etkileyebilir.

ABD ve Avrupa Ekonomilerinin Gelişmeleri

ABD ekonomisinin 3. çeyrekte yıllıklandırılmış olarak %4.9 büyümesi ve Euro Bölgesi hisse senedi endekslerinin gösterdiği performans, global ekonomik gelişmelerin önemli göstergelerinden. Özellikle ABD'de yayınlanacak olan PCE enflasyon endeksi ve Euro Bölgesi'nden gelen faiz politikası yorumları, uluslararası finans piyasalarının seyrini etkileyebilecek faktörler arasında. Fed'in enflasyon politikaları ve kriz fonlaması, ABD ekonomisinin yönünü belirleyici unsurlar. Ayrıca, Türkiye'nin AB ve NATO ile ilişkileri, Elon Musk'ın finans piyasalarına yönelik eleştirileri ve diğer diplomatik gelişmeler, finansal piyasaların geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Altın ve Petrol Piyasalarındaki Gelişmeler

Altın fiyatlarındaki yükseliş ve petrol piyasalarındaki oynaklık, yatırımcıların dikkatle izlemesi gereken konuların başında geliyor. Özellikle Angola'nın OPEC üyeliğinden çekilme kararı ve Kızıldeniz'deki askeri hareketlilik, petrol fiyatlarını etkileyen ana faktörler arasında. Bu durum, emtia piyasalarındaki fiyat hareketlerini daha da karmaşık bir hale getirebilir.


19 Aralık 2023 Salı

Phillips Eğrisi ve Ekonomik Gerçekler: Teknik Bir Bakış


Phillips Eğirisi Nedir?

Phillips Eğrisi, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkiyi anlamada ekonomistlere uzun yıllar rehberlik etmiştir. Ancak, bu teorik modelin pratikteki uygulamaları, özellikle merkez bankalarının faiz politikaları bağlamında, daha teknik bir incelemeyi gerektirir.

Phillips Eğrisi'nin Teorik Temelleri: Phillips Eğrisi, aslen A.W. Phillips tarafından 1958'de yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıkmış, İngiltere'de 1861-1957 yılları arasındaki veriler kullanılarak oluşturulmuştur. Eğri, nominal ücret artış oranları ile işsizlik oranları arasında negatif bir ilişki olduğunu öne sürmüştür. Teorik olarak, bu analiz, iş gücü piyasasının talep fazlalığı durumunda (düşük işsizlik) ücretlerin yükselmesine ve dolayısıyla enflasyonun artmasına yol açtığını göstermiştir.

Teknik Perspektiften Phillips Eğrisi: Phillips Eğrisi'nin ilk formülasyonu, zaman içinde değişen ekonomik koşullar ve beklentiler dikkate alındığında, sınırlı bir perspektif sunar. 1970'lerde yaşanan stagflasyon, Phillips Eğrisi'nin işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkinin her zaman sabit olmadığını ortaya koymuştur. Bu, beklenti-augmented (beklentiye göre düzeltilmiş) Phillips Eğrisi gibi yeni modellerin geliştirilmesine yol açmıştır. Bu modelde, enflasyon beklentileri, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkiyi etkileyen bir faktör olarak kabul edilir.

Ekonomik Gerçeklik ve Merkez Bankalarının Rolü
Modern ekonomilerde, merkez bankalarının para politikası araçları, özellikle faiz oranlarını ayarlamak ve parasal sıkılaştırma veya genişleme yapılması, Phillips Eğrisi'ne yeni bir boyut kazandırmıştır. Faiz oranlarını artırarak para arzını sıkılaştırmak, genellikle kredi maliyetlerini artırır ve yatırımları azaltır. Bu da, kısa vadede işsizliğin artmasına neden olabilir. Ancak, bu durum uzun vadede enflasyonist baskıları azaltır ve ekonomik istikrarı sağlamaya yardımcı olur.

Phillips Eğrisi, ekonomik politika yapımında önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. Ancak, modern ekonomilerin karmaşıklığı göz önüne alındığında, bu eğriyi yorumlarken daha kapsamlı bir yaklaşım gerekmektedir. Merkez bankalarının faiz politikaları, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkide önemli bir rol oynar. Bu nedenle, ekonomik politikaların etkilerini değerlendirirken, dinamik piyasa koşulları ve beklentiler de dikkate alınmalıdır.

Türkiye için yıllık ortalama veriler analiz edildiğinde Phillips eğrisi bize enflasyonla işsizlik oranı arasında ters yönlü bir ilişki olduğunu gösterir. Zaman zaman bu iki gösterge birlikte hareket etse de aslen negatif ilişki içindedirler. 

Ancak işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişki, bir noktadan sonra ters yönlü bir ilişki olmaktan çıkmaktadır. Bu nedenle, enflasyonla mücadele politikası belirli bir aşamadan sonra terk edilebilmektedir. Sonuç olarak enflasyonu düşürmek ve işsizliği artırmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalmak yerine yapısal reformlarla, her ikisini de aynı anda başarılabilir.

19 Aralık 2023 - Küresel Finans Piyasalarında Dönüşüm: Derinlemesine Bir Analiz ve Yatırımcı Perspektifleri


Küresel finans arenasında, dinamikler sürekli evrim geçiriyor ve bu değişimler yatırımcıların stratejilerini belirgin şekilde etkiliyor. 2024 yılına doğru ilerlerken, Türk hisse senetleri piyasasından global ekonomik göstergelere kadar uzanan geniş bir spektrumda meydana gelen olaylar, finansal piyasaların geleceğine dair önemli ipuçları sunmakta. Bugünkü yazımızda, son gelişmeleri ve bunların yatırım kararları üzerindeki potansiyel etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz.

Türk Hisse Senetleri Piyasasındaki Volatilite: Son günlerde Türk hisse senetleri piyasası, önemli ölçüde satış baskısı altında kalıyor. Özellikle halka arz edilen hisselerdeki sert satışlar, 'halka arz çılgınlığı'nın son bulup bulmadığına dair spekülasyonlara neden olmuyor. BIST100 endeksinin %2.5 oranında düşüşü, yatırımcıların risk algılarında artışa işaret etmekte.

TL Mevduat Faizlerindeki Artış ve Ekonomik Etkileri: TL mevduat faiz oranlarının %50'ler seviyesine çıkması, iç piyasadaki talebi olumsuz etkileyebilir. Merkez Bankası Başkanı'nın bu yöndeki talepleri ve faiz oranlarının daha da yükselebileceği yönündeki beklentiler, hisse senetleri piyasasında mevcut satış baskısının temel nedenleri arasında değerlendirilebilir.

Ekonomik Politikaların Makro ve Mikro Düzeydeki Yansımaları: Uygulanan ekonomik politikaların mikro düzeyde yarattığı zorluklar, makro düzeyde olumlu sonuçlar doğurabilir. Bu bağlamda, tahvil faizlerindeki düşüş ve döviz kurlarındaki stabilizasyon, bu politikaların makroekonomik faydalarını göstermektedir.

Kızıldeniz'deki Gerginlik ve Küresel Etkileri: Yemenli Houthi militanlarının Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırıları, küresel ticaret üzerinde önemli etkiler yaratıyor. ABD'nin bölgeye koruma timi gönderme kararı ve navlun fiyatlarında meydana gelen artış, bu gerginliğin uluslararası ticaret üzerindeki potansiyel etkilerini vurgulamakta.

Sigara Fiyatlarındaki Artış ve Ekonomik Etkileri: Önümüzdeki yıl sigara fiyatlarının ciddi oranda artması bekleniyor. Habertürk'ün haberine göre, 1 paket sigaradan alınacak verginin 51.5 TL'ye çıkması, tüketici fiyat dinamiklerinde önemli değişikliklere yol açabilir.

Küresel Ekonomik Göstergeler ve Analizi:

  • Petrol fiyatları, Kızıldeniz'deki olayların bir sonucu olarak artış gösterdi.
  • Türkiye'de konut fiyatlarının yıllık %86,5 oranında artışı dikkat çekicidir.
  • Almanya IFO İş Dünyası İklim Endeksi'nde gözlenen düşüş, ekonomik belirsizlikleri gözler önüne sermekte.
  • ABD hisse senedi piyasaları, Federal Rezerv politikaları ve diğer global gelişmeler ışığında dalgalı bir seyir izliyor.

2023 yılının son günlerine doğru ilerlerken, finans piyasaları birçok farklı faktörden etkilenmekte. Türkiye'deki hisse senetleri piyasasından global ekonomik göstergelere kadar uzanan bu faktörler, yatırımcıların geleceğe yönelik stratejilerini şekillendirme sürecinde hayati önem taşımakta. Bu volatil koşullar altında bilgiye dayalı ve özenli kararlar alınması oldukça elzem.

18 Aralık 2023 Pazartesi

18 Aralık 2023 - Küresel Ekonomide Denge Oyunu: Türkiye ve Dünya Piyasalarındaki Son Gelişmeler

Moody's ve Türkiye'nin Kredi Notu Paradoksu

Geçtiğimiz haftalarda ekonomik gündem, Moody's'in beklenmedik bir şekilde Türkiye'nin kredi notunu güncellememesi ile hareketlendi. Bu karar, özellikle CDS risk priminin 290 baz puan seviyelerine düşmesi ile birlikte, Türkiye'nin kredi notunun görece düşük kalmasının yarattığı uyumsuzluğu daha da belirginleştirdi. Piyasalar, Moody's'in bu tutumunu nasıl yorumlamalı? Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye ekonomisine bakışını nasıl etkileyecek? hep birlikte göreceğiz.

TCMB'nin İyimser Enflasyon Beklentileri

Türkiye ekonomisindeki enflasyonist baskılarla mücadele devam ederken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son Piyasa Katılımcıları Anketi önemli bir iyileşme işareti verdi. Anket sonuçlarına göre, bir yıl sonrası için TÜFE enflasyon beklentisi %43.9'dan %41.2'ye geriledi.

Konut Piyasasında Düşüş Trendi

Türkiye'nin konut piyasasında ise farklı bir senaryo ile karşı karşıyayız. Kasım ayında gerçekleşen konut satışları, geçen yılın aynı ayına kıyasla %20.6'lık bir azalış gösterdi. Ancak, bu durum genel trendlerin bir parçası olarak değerlendirilmeli. Yılın ilk 11 ayında ortalama aylık satış rakamlarına bakıldığında, konut satışlarının istikrarlı bir seyir izlediği görülüyor.

İlaç Sektöründe Fiyat Güncellemesi ve Enflasyon Üzerindeki Etkisi

Sağlık sektöründe ise ilaç fiyatlandırmasında önemli bir değişiklik yaşandı. Resmi Gazete'de de yayımlanmasıyla, ilaç fiyatlandırmasında baz alınan Euro/TL kuru %25 oranında güncellendi. Bu durum, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) enflasyonuna doğrudan etkisiyle yaklaşık 0.2 puanlık bir artışa yol açabilir. Sağlık harcamalarının enflasyon üzerindeki etkisi, ekonomi politikalarının şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak.

FED'in Piyasa Üzerindeki Etkisi ve TCMB Faiz Kararı

Küresel ölçekte ise Amerikan Merkez Bankası (FED)'in faiz politikaları dikkat çekici. FED'in güvercin tavrına rağmen, bazı bölge başkanlarının şahin açıklamaları, piyasa iyimserliğini bir miktar sönümlüyor. Bu durum, Türkiye Merkez Bankası'nın (TCMB) bu haftaki faiz kararı öncesinde piyasaların nasıl bir rota izleyeceğini merak konusu yapmakta. Piyasa beklentisi 250 baz puanlık bir faiz artırımı yönünde olmasına rağmen, güçlü perakende satışlar TCMB'nin daha agresif bir tutum sergilemesine neden olabilir.

Küresel Piyasalarda Dalgalanmalar

Ek olarak, ABD borsalarının ardışık yedinci haftayı da pozitif kapatması, ekonomik iyimserliğin devam ettiğine işaret ediyor. Ancak, bu iyimserlik dengeli bir yaklaşım gerektiriyor. Özellikle ABD'de sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı ve imalat sanayi PMI verilerinin beklentilerin altında kalması, piyasalarda belirsizlik yaratıyor.

Hem Türkiye hem de küresel ekonomi için dengelerin sürekli değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Ekonomi politikaları, merkez bankalarının faiz kararları ve piyasa dinamikleri bu dengelerin kritik unsurları olarak ön plana çıkıyor. İlerleyen günlerde, bu değişkenlerin ekonomi üzerindeki etkilerini daha net bir şekilde gözlemleyeceğiz.

7 Ağustos 2014 Perşembe

Kredi Faizleri Düşer mi?


Hatırlarsanız 2013 yılsonunda %9-%9,5 aralığında seyreden TRL mevduat oranları, 2014 Ocak ayında Merkez Bankası’nın faizleri artırmasıyla uygulamaya başladığı sıkı para politikası sonrasında %12-%13 seviyelerine kadar yükselmişti. 

FED tarafından gelen haberler ve o dönemde gündemi meşgul eden siyasi istikrarsızlık, sıcak paranın yurtdışına çıkmasında etkili olmuş, kurlarda beklenmedik artışlar yaratmıştı. Bunun önüne geçmek üzere Merkez Bankası da faiz artırımına gitmek durumunda kalmıştı.

Genel olarak 2014 yılına baktığımızda, Merkez Bankası’ nın faiz artırımı, kredi tarafında  maliyetlerin yükselmesinde etkili oldu. Özellikle ilk çeyrekte kredi fiyatlarının yükselmesiyle daralan iç talep başta otomotiv ve konut sektörü olmak üzere piyasayı oldukça etkiledi. Bunun yanında kredi kartı kullanımlarında yapılan bir takım düzenlemeleri de dikkate almakta fayda var.

23 Ocak 2014 Perşembe

Merkez Bankası: Parasal Sıkılaştırmaya Devam...

TCMB, 2013’ün ikinci yarısından itibaren aldığı karardan geri adım atarak kısa vadeli faizlerde volatiliteye müsaade edebileceğini belirterek, faiz koridorunun üst kısmında 125 baz puanlık bir artırıma gitti.

ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIRIMI

İlk bakışta TCMB’nın politika faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmediği görülsede, (hem marjinal faiz oranı (MFO) hem de istikrarlı faiz oranları (IFO-1 ve IFO-2) sabit bırakıldı.) Ek parasal sıkılaştırma uygulanması gerekli görülen günlerde bankalararası piyasada faizlerin %7.75 yerine %9 civarında oluşmasının sağlanması kararlaştırılmış oldu.

Karar sonrasında USD/TRY kuru 2.27 seviyesine yaklaştı. Karar metnine bakılınca TCMB’nin yeni bir faiz oranı icat ettiği ve bunu da mevcut politika faizlerinin üzerinde oluşturduğu görüldü.

TCMB’nin ek parasal sıkılaştırma yapacağı günlerde bankalararası piyasadaki faizlerin nasıl 125 baz puan artırılarak %9’a getireceği resmi olarak belirtilmemiş durumda. Şuan için ek parasal sıkılaştırmanın ne sıklıkla uygulanacağının belirsiz olması, öngörülebilirlik açısından olumsuz görünüyor.

Faizlerde son durum;
Marjinal fonlama oranı %7.75, 
Piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı %6.75, 
1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı %4.5, 
Gecelik borçlanma faiz oranı %3.5,

Özetin Özeti;

* Kredi büyüme hızı kademeli bir yavaşlama eğilimine girdi.
* Enflasyon göstergelerinin bir süre daha %5 hedefinin belirgin üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor.
* Enflasyon görünümünü orta vadeli hedeflerle uyumlu hale getirmek amacıyla likidite duruşunun sıkılaştırılması gerekiyor. Bu doğrultuda ek parasal sıkılaştırma günlerinde bankalararası piyasada faizlerin yükseltilmesine karar verildi.


11 Aralık 2013 Çarşamba

Günün Öne Çıkan Başlıkları 11/12/2013




Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı; TCMB’nin üç farklı politika faizi var.

Bugün açıklanan Ekim ayı cari açık beklentilere paralel 2,9 milyar dolar olarak açıklandı. Diğer bir gelişme, TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın yaptığı açıklama oldu. Artık üç farklı politika faizi (TCMB’nin %4,5 ve %6,75 olan “istikrar fonlama oranları” ve %7,75 olan “marjinal fonlama oranı”) olduğunu belirten Başçı yakın zamanda faiz artırımı planlamadıklarını, para politikası duruşlarının yeterli olduğunu ve 50 milyon dolarlık döviz satım ihalesine devam edileceğini belirtti.

Konuşmasında, yurt içi talep ve ihracatın ılımlı büyüme eğilimlerini koruduğunu belirten Başçı, “hanehalkının aşırı borçlanmasıyla ilgili tedbirlerin cari işlemler açığındaki iyileşmeyi destekleyeceğini belirtti. Ayrıca, enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasındaki temkinli duruşun korunacağını ifade etti.

EUR/USD paritesi yükselmeye devam ediyor.

BIST 100, günü %0,21 kayıpla 73.965 puanla tamamladı. Dolar/TL ise, 2,04 seviyesini aşmış durumda.

Dolar, euro karşısında gerilemeye devam ediyor. Parite 1,38’e yakın seviyelerde.

Gösterge tahvil faizi gün içinde %8,98’e kadar geriledikten sonra günü tekrar yükselerek %9,06 seviyesinde tamamladı.

Altın 1257 seviyelerine çekildi. Brent petrol 109 dolar seviyesinde.

ABD’de Ocak ayındaki borçlanma sorunu çözüldü.

ABD’de uzun süredir beklenen federal hükümetin Ocak ayı sonrasında da borçlanmasına imkan verecek, kamu finansmanını istikrara kavuşturacak bütçe çerçevesi üzerinde anlaşmaya varılmasıyla, Fed kaynaklı endişeler tekrar alevlenmiş durumda.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) İcra kurulu üyesinin bir Alman gazetesinde yer alan söyleşisinde, bankanın daha fazla gevşeme adımı atılması ihtimalini reddetmediğini, şu an için buna ihtiyaç duyulmadığını belirtmiş. Politika faizinde yeniden indirime gidilmesi, mevduatta negatif faize geçilmesi veya ek likitide sağlanmasını gibi seçeneklerin gözününde bulundurulduğunu, bu tür seçeneklerin akıbetinin ekonomik gelişmelere bağlı olduğunu iletilemiş durumda.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Merkez Bankası Faiz Arttırımı !

Merkez Bankası faiz koridorunu genişletmeye devam etti..

Merkez Bankası faiz koridoru üst bandını 50 baz puan yükselterek %7.75’e çıkardı. Diğer faiz oranlarında ise bir değişiklik yapılmadı.
Açıklamada dikkat çekenler:

·         Enflasyona ilişkin vurgu devam ediyor. Merkez Bankası,  Ağustos ayından itibaren enflasyonda öngörülen düşüşün başlamasını bekliyor. Ancak hedefin üzerinde seyreden enflasyonun fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla para politikasındaki temkinli duruşun güçlendirilmesine karar verildiği belirtildi.

·         Geçtiğimiz ay olduğu gibi bu ayki notta da “Enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasının temkinli duruşu korunacak, gerektiğinde ek parasal sıkılaştırmaya gidilebilecektir.” ifadesi korundu. Üst bandın artırılması ile ek parasal sıkılaştırmanın etkinliğinin artırılmasının amaçlandığı belirtildi.


·         Bir önceki notta iç talep için sağlıklı bir toparlanma ifadesini kullanan Merkez Bankası, son notunda iç talepte ılımlı bir büyüme gözlendiğini belirtti. Buna göre, iç talebe ilişkin bir önceki nota göre daha olumlu bir görünüm çiziliyor.

·         Sermaye akımlarında zayıflamanın sürdüğünü belirten Merkez Bankası, böyle bir konjonktürde daha temkinli bir para politikası duruşunun katkısıyla kredi büyüme hızlarının kademeli olarak daha makul düzeylere gelmesini bekliyor.


Merkez Bankası, enflasyonist risklerin yüksek olmasını dikkate alarak para politikasında daha sıkı bir duruşa geçti. Bu adımla geçtiğimiz 3 günde %6.5 seviyesinde olan fonlama maliyetini önümüzdeki dönemde daha yüksek seviyelere çıkaracağı sinyalini verdi.    


15 Ağustos 2013 Perşembe

Enflasyon Raporu 2013 - III açıklandı !

ABD Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını yakın bir gelecekte azaltabileceğine dair verdiği sinyaller Mayıs ayından itibaren gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına yol açmıştır.

Küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini korurken küresel büyümeye dair tahminler aşağı yönlü güncellenmektedir. ABD ekonomisindeki istikrarlı büyümeye rağmen, gerek Euro Bölgesi ekonomilerindeki zayıf seyir gerekse gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlama eğilimi sürmektedir.

2012 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyon görünümünün iyileşmesi ve sermaye girişlerinin güçlenmesi nedeniyle TCMB kademeli olarak parasal genişlemeye gitmiştir.

2013 yılının Mayıs ayına kadar kısa vadeli faiz oranları daha düşük seviyelere indirilirken TCMB ortalama fonlama faizi düşürülmüştür. Ayrıca sermaye girişlerinin finansal istikrar üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla da Rezerv Opsiyonu Katsayıları (ROK) kademeli olarak artırılmıştır.

Mayıs ayının sonlarından itibaren yaşanan gelişmeler para politikası duruşunun değiştirilmesini gerektirmiştir. Bu dönemde küresel para politikalarına dair artan belirsizliklerin hızlı sermaye çıkışlarına, Türk lirasında aşırı değer kaybına ve finansal piyasalarda dalgalanmalara yol açması üzerine TCMB piyasaya verdiği likiditenin kompozisyonunu değiştirerek likidite politikasını sıkılaştırmıştır.

Kurul, enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasının temkinli duruşunun korunacağını belirterek gerektiğinde ek parasal sıkılaştırmaya gidilebileceğini ifade etmiştir.

Küresel Ekonomideki Belirsizlikler Devam Ediyor…

Öte yandan Kurul, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın devam ettiğine dikkat çekerek Türk lirası likidite politikasının esnekliğinin artırılmasına karar vermiştir.

Son dönemde kredi faizleri de yukarı yönlü bir hareket göstermiştir. Likidite koşullarına daha hızlı tepki veren ticari kredi faizlerinde daha belirgin bir artış gözlenirken tüketici kredisi faizlerindeki artış daha sınırlı olmuştur.

26 Temmuz 2013 Cuma

Kredi Oranları Artar mı?

Ortalama kredi faizlerinde 2012 yılından beri süregelen faiz azalışında nihai sona gelindi.

Ağustos 2012 tarihli “Mevduat Faizleri Düştü Sıra Kredilerde” başlıklı yazımda kredi faizlerindeki düşüşün yılsonuna kadar devam edeceğini öngörmüş, Mart 2013 tarihli “Kredi Oranları Düşmeye Devam Eder mi?” başlıklı yazımda da kredi faizlerindeki düşüşün hala devam ettiği, faiz oranlarındaki artışın son çeyrekte başlayacağını belirtmiştim.

Mevduat Faizleri Arttı Sıra Kredilerde

Merkez Bankası’nın son faiz arttırımıyla birlikte son durumu tekrar değerlendirmekte fayda görüyorum. Özellikle mevduat faizlerinde son dönemde yukarı yönlü ciddi hareketler başlamış durumda. Fed tarafından gelen haberler sonrası piyasa hala dengesini bulabilmiş değil.

Bir süredir TRL %6,50 - %7,00 seviyelerinde devam eden aylık mevduat faiz oranları Temmuz ayının 2.haftası itibariyle %8,75 - %9,25 seviyelerine kadar yükselmiş durumda. Bugün (26 Temmuz) itibariyle piyasa mevduat faizleri biraz daha dengeye oturmuş gibi. Ancak yön yukarı.


Son çeyrek itibariyle kredi faizlerinde artış kaçınılmaz gözüküyor. Kredi almak için son fırsat temmuz ayı itibariyle sona erecek gibi. İlgilenenlere şimdiden duyrulur.


Merkez Bankası faiz koridoru üst bandını yükseltti…

Para Politikası Kurulu, faiz koridoru üst bandını (gecelik borç verme faiz oranını) 75 baz puan artırarak %7.25’e çıkarttı. APİ çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan gecelik borçlanma imkanı faiz oranı %6’dan %6.75’e yükseltildi.  Kurul, politika ve gecelik borçlanma faizinde ise bir değişikliğe gitmedi.

Merkez Bankası, bugünkü kararların ardından 22 Temmuz’da %5.14 olan fonlama maliyetini ek parasal sıkılaştırma yapması durumunda %7.25’e çıkarma imkanına sahip oldu.  

Ayrıca kurul kararı sonrası yapılan açıklamaya göre, ek parasal sıkılaştırma yapılan günlerde döviz satım ihalesi ve bankalara piyasa yapıcısı repo imkanı üzerinden fonlama yapılmayacak. Buna göre, ek sıkılaştırma yapılan günlerde piyasa yapıcısı bankalar da faiz koridoru üst bandı olan %7.25’ten fonlama sağlayacak. 

Yapılan açıklamada dikkati çeken noktalar;

·        Sermaye akımlarındaki zayıflama ve kredi artış oranlarının referans değerin üzerinde olduğu; böyle bir konjonktürde para politikası duruşunun sıkılaştırılmasının finansal istikrarı destekleyeceği kaydedildi.

19 Mart 2013 Salı

Kredi Oranları Düşmeye Devam Eder mi?

Ortalama Kredi Faizleri, 2012 yılı boyunca düşmeye devam etti.

2012 Ağustos ayında yazdığım "Mevduat Faizleri Düştü Sıra Kredilerde" başlıklı yazımda, kredi oranlarındaki düşüşün devam edeceği, kredi kullanmak isteyenlerin Kasım-Aralık ayımı beklemesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuştum. Aşağıdaki grafiğe baktığımızda öngörümüzün gerçekleştiği rahatlıkla görülmekte. 

Mart 2013 itibariyle bile kredi oranlarındaki düşüş devam ediyor.  2013 için öngörüde bulunmak şimdilik zor ancak genel beklentim; faiz oranlarının yılın son çeyreğinde artmaya başlayacağı yönünde. Bakalım önümüzdeki günler bize neler gösterecek.


21 Şubat 2013 Perşembe

Otomotiv Sektöründe Son Durum

Ağustos ayında yazdığım “Otomotiv Sektöründe Durgunluk Sinyalleri” başlıklı yazımda, 2012 6.ay itibariyle sektörde işlerin iyi gitmediğini, talep artışının tekrar sağlanabilmesi adına önümüzdeki dönemde Merkez bankası tarafından faiz indirimine gidilmesi gerekliliği üzerine değerlendirmelerde bulunmuştum.


İkinci yarıyılda, Merkez Bankası’nın faizlerde indirime gitmesiyle, bankalar da kredi faizlerini aşağıya çekmiş oldu. Sonuç olarak kredi faizlerdeki indirimler, otomotiv sektöründe işlerin tekrar rayına oturmasında etkili olmaktadır. Aralık verileri de bunu teyit eder niteliktedir.

14 Şubat 2013 Perşembe

Enflasyon Raporu 2013 - I açıklandı !


Enflasyon Raporu 2013 - I açıklandı. 138 sayfalık raporun 28 maddeden oluşan Türkiye özeti ve 10 maddeden oluşan uluslararası konjonktür özetini aşağıdaki bulabilirsiniz.

TÜRKİYE

1.       TÜİK tarafından açıklanan milli gelir verilerine göre GSYİH, 2012 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 oranında artış kaydetmiştir.

2.       Yılın son çeyreğinde krediler tekrar ivmelenme eğilimine girmiştir. Böylece, yıl sonunda toplam kredilerin büyüme oranı orta vade için referans alınan yüzde 15 seviyesinin sınırlı ölçüde üzerinde, yüzde 16 civarında gerçekleşmiştir.

3.       Enflasyon 2012 yılının son çeyreğinde tahminlerin de ötesinde bir düşüş göstererek yıl sonu itibarıyla yüzde 6,2 düzeyinde gerçekleşmiştir.

4.       Enflasyon tahminleri üretilirken, kredilerin yüzde 15 civarında büyüyeceği ve reel efektif döviz kurunda önemli bir değişim gözlenmeyeceği varsayılmıştır. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2013 yılı sonunda yüzde 5,3, 2014 yılı sonunda ise yüzde 4,9 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülmektedir.

5.       Ekim Enflasyon Raporu’nda 107 ABD doları olarak belirlenen 2013 yılı ortalama petrol fiyatı varsayımı, vadeli fiyatlarla uyumlu şekilde oldukça sınırlı oranda yukarı yönlü güncellenerek 108 ABD dolarına yükseltilmiştir.

6.       Küresel ölçekte parasal genişlemenin sürmesi, risk iştahındaki artışla birleşince gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının hızlanmasına neden olmuştur. Türkiye’de de sermaye girişlerinde hızlanma gözlenmiş, özellikle Kasım ayı ortasından bu yana hisse senedi piyasasına yabancı girişlerinde artış yaşanmıştır.

7.       Küresel ekonomik belirsizliklerin azalmakla birlikte devam etmesi toparlanmayı sınırlayabilecek bir unsur olarak önemini korumaktadır.

17 Ağustos 2012 Cuma

Otomotiv Sektöründe Durgunluk Sinyalleri


Küresel piyasalarda yaşanan durgunluk sonrası, 2010'dan itibaren artan iç talep öncülüğünde, ekonomide çarklar yeniden dönmeye başlamış, özellikle otomotiv sektörü bu talepten en çok yarar sağlayan sektör olmuştu. Fiyatların gerilediği bu dönemde, ÖTV teşvikleriyle birlikte fiyatlar biraz daha aşağıya gelmiş, ciddi boyutlara ulaşan otomobil çılgınlığı başlamıştı. Ta ki günümüze kadar.

TÜİK tarafından aylık yayınlanan Sanayi Ciro ve Sipariş Endeksleri, sanayi sektörü hakkında önemli ipuçları veren öncü göstergeler niteliğindedir. Geçtiğimiz hafta yayınlanan Haziran ayı rakamları, özellikle otomotiv sektöründe durgunluk dönemine girildiğine dair işaretler taşımakta.

12 Ağustos 2012 Pazar

Türkiye'nin Not Artırımı Beklentisi Artıyor

Geçtiğimiz hafta açıklanan Haziran ayı sanayi üretimi beklentilerle uyumlu geldi. Ancak, mevsimsel etkilerden arındırılmış datanın negatif yönlü olması piyasada moralleri bozmaya yetti. 

2 yıldan beri Merkez Bankası’nın izlediği sıkı para politikası ve ihracat pazarlarında yaşanan daralma bu durumun ana nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemde yaşanan iyileşmelere rağmen enflasyon ve cari açık rakamları hala hedeflenen noktadan oldukça uzakta.

Merkez Bankası, bu durumun farkına varmış olacak ki açıklamalarına da yansımış durumda. Bu nedenle mevcut durumun bir süre daha devam edeceği, yılın son çeyreğinde ise faiz koridorunun üst kısmının aşağı çekilerek kademeli faiz indirimine gidileceği aşikar.

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Mevduat Faizleri Düştü Sıra Kredilerde


Yılın ilk günlerinde TL mevduata %12,50 , YP mevduata %5,40’lara varan faiz veren bankalar yılın 2.yarısında çıtayı oldukça aşağı çekmiş durumda. Çok değil birkaç ay öncesine kadar %11’in altında faiz vermeyen bankalar, mevduatta sınırı %9’lara çekmiş durumdalar. 

Haziran ayında kredi derecelendirme kuruluşu moody’s Türkiye’nin kredi notunu bir kademe arttırması sonrası yabancı fonlar yönünü Türkiye’ye çevirdi. Yeni girişlerle kur 1,77’lere kadar geri çekilirken, İMKB 65bin seviyelerine kadar yükseldi ve Hazine yılın en düşük borçlanma maliyetleriyle tahvil ihraç ederek Haziran ve Temmuz ayı borçlanmalarını başarılı bir şekilde finanse etti. Tahvillerin büyük çoğunluğunu yabancılar satın aldı. Mayıs sonunda %9,5 olan gösterge faiz %7,5 seviyelerine kadar geriledi. Haziran sonu banka bilanço döneminin sona ermesi ve MB enflasyon beklentisi, mevduat faizlerinin %9’lara kadar çekilmesinde bir başka faktör olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Merkez Bankası’nın bankalara repo ihaleleriyle sağladığı fonlama maliyetlerini aşağı çekmesi önemli bir etken. Fonlama maliyetlerinin haziran ayındaki ortalaması %9,15’ten temmuz sonu itibariyle %8,70’e kadar düşmüş durumda. 

29 Temmuz 2012 Pazar

2012-III Enflasyon Raporu Açıklandı !


Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yılın 3. Enflasyon Raporu'nu açıkladı.  26 Temmuz Perşembe günü açıklanan 137 sayfalık raporu anca haftasonu inceleme fırsatı bulabildim. Raporun 32 maddeden oluşan özetini aşağıda bulabilirsiniz.




  1. Euro Bölgesi’ne dair sorunlar küresel ekonomiye dair orta ve uzun vadeli ciddi bir risk olarak varlığını korumaktadır.
  2. Geçtiğimiz üç aylık dönemde ABD ve Çin ekonomisinde iktisadi faaliyetlerin ivme kaybettiği görülmekte olup, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dair büyüme tahminleri de aşağı doğru güncellenmektedir.
  3. Küresel iktisadi faaliyetin zayıf görünümüne bağlı olarak enflasyon riskleri azalırken büyüme ve finansal istikrara ilişkin kaygılar önemini korumakta olup, bu gelişmelere paralel olarak, merkez bankaları da genişletici para politikalarını sürdürmektedir.
  4. Merkez bankalarının sağladığı olağanüstü düşük maliyetli likitide olanaklarıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik kısa vadeli sermaye akımları önemli derecede oynaklığa yol açmaktadır.
  5. Haziran ayında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının canlanması ve emtia fiyatlarındaki düşüşün hızlanması enflasyon risklerini azaltmıştır. Ayrıca, bu dönemde enflasyon ve cari dengeye ilişkin açıklanan verilerin piyasaya beklentilerinden olumlu gerçekleşmesi Türkiye’ye yönelik risk algılamalarını iyileştirmiştir.

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.