Bu Blogda Ara

29 Temmuz 2012 Pazar

2012-III Enflasyon Raporu Açıklandı !


Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yılın 3. Enflasyon Raporu'nu açıkladı.  26 Temmuz Perşembe günü açıklanan 137 sayfalık raporu anca haftasonu inceleme fırsatı bulabildim. Raporun 32 maddeden oluşan özetini aşağıda bulabilirsiniz.




  1. Euro Bölgesi’ne dair sorunlar küresel ekonomiye dair orta ve uzun vadeli ciddi bir risk olarak varlığını korumaktadır.
  2. Geçtiğimiz üç aylık dönemde ABD ve Çin ekonomisinde iktisadi faaliyetlerin ivme kaybettiği görülmekte olup, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dair büyüme tahminleri de aşağı doğru güncellenmektedir.
  3. Küresel iktisadi faaliyetin zayıf görünümüne bağlı olarak enflasyon riskleri azalırken büyüme ve finansal istikrara ilişkin kaygılar önemini korumakta olup, bu gelişmelere paralel olarak, merkez bankaları da genişletici para politikalarını sürdürmektedir.
  4. Merkez bankalarının sağladığı olağanüstü düşük maliyetli likitide olanaklarıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik kısa vadeli sermaye akımları önemli derecede oynaklığa yol açmaktadır.
  5. Haziran ayında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının canlanması ve emtia fiyatlarındaki düşüşün hızlanması enflasyon risklerini azaltmıştır. Ayrıca, bu dönemde enflasyon ve cari dengeye ilişkin açıklanan verilerin piyasaya beklentilerinden olumlu gerçekleşmesi Türkiye’ye yönelik risk algılamalarını iyileştirmiştir.
  6. Haziran ayından bu yana enflasyon beklentilerindeki düşüşü ve risk primindeki azalışı takiben piyasa faizlerinin her vadede daha düşük seviyelerde oluştuğu gözlenmektedir.
  7. Yılın ikinci çeyreğinde kredilerin büyüme hızında gözlenen artış kalıcı bir ivmelenme eğiliminden ziyade büyük ölçüde mevsimsel unsurları yansıtmaktadır. Bu dönemde özellikle tüketici kredileri, geçtiğimiz yılların aynı dönemlerinin ortalamasına göre çok daha sınırlı bir artış sergilemiştir.
  8. Önümüzdeki dönemde iç talepteki ılımlı artış öngörüsüyle uyumlu olarak kredilerin de makul ve sağlıklı oranlarda artmaya devam etmesi beklenmektedir.
  9. Enflasyon Haziran sonu itibariyle yüzde 8,9 seviyesine gerilemiştir. Bu gelişmede petrol ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüşler belirleyici olmuştur. Ancak Haziran ayından itibaren uluslar arası gıda emtia fiyatları ve petrol fiyatındaki artış beklentisi enflasyon görünümüne ilişkin yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
  10. Küresel ekonomideki sorunlara bağlı olarak yılın ikinci yarısında dış talebin ilk yarıya kıyasla daha zayıf bir seyir izleyeceği ve bu durumun toplam talebi sınırlayacağı varsayılmıştır.
  11. İhracatımızda son yıllarda hem ülke hem de ürün bazında gözlenen çeşitlenme dış şoklara karşı dayanıklılığımızı artırsa da özellikle Euro Bölgesi’ne dair büyüme görünümünün zayıf seyrini koruması dış talep üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaya devam ediyor.
  12. 2.Çeyrekte petrol fiyatları öngörülenin altında seyretmiştir. Bu çerçevede, son dönemde oluşan vadeli fiyatlar da dikkate alınarak, petrol fiyatları varsayımı, 2012 yılı ortalaması için 120 ABD dolarından 110 ABD dolarına, 2013 yılı için ise 115 ABD dolarından 100 ABD dolarına düşürülmüştür. (Petrol fiyatındaki 10 USD artış ya da azalış Cari Açığa 5 milyar USD olarak yansımaktadır.)  
  13. Enflasyon tahminleri üretilirken, para politikasının temkinli ve esnek duşunu koruyacağı, kredilerin büyüme oranının ise geçtiğimiz raporda olduğu gibi yıl sonunda yüzde 14 civarında gerçekleşeceği varsayılmıştır. Bu çerçevede, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda yüzde 5,3 ile yüzde 7,1 aralığında (ort. Yüzde 6,2), 2013 yılı sonunda ise yüzde 3,4 ile yüzde 6,8 aralığında (ort. Yüzde 5,1) gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
  14. Güncellenen tahminler, enflasyonun Temmuz ayında sınırlı bir miktar yükseldikten sonra düşüşe geçeceğine işaret etmektedir.
  15. Gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzun bir müddet düşük seviyelerde kalacağı beklentisi alternatif getiri arayışını canlı tutmaktadır. Öte yandan, Euro Bölgesi’ndeki sorunların çözümüne dair atılan adımlara rağmen finansal sistemde süregelen kırılganlıklar, yüksek seyreden borçlanma maliyetleri ve büyüme görünümündeki zayıflama küresel risk iştahının yeni haberlere duyarlılığının yüksek kalmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığın sürmesi yüksek bir olasılık olarak görülmektedir.
  16. Küresel büyüme görünümünün daha da zayıflaması durumunda gelişmiş ülke merkez bankalarının ek parasal genişlemeye gitme olasılığı bulunmaktadır. Böyle bir gelişme Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için makro finansal riskleri besleyebilecektir. Söz konusu durumda kısa vadeli  sermaye akımlarında yaşanabilecek ivmelenme, hızlı kredi genişlemesi ve yerli para üzerinde oluşabilecek değerlenme baskısı ekonomimizdeki dengelenme sürecini yavaşlatabilecektir. Bu riskin gerçekleşmesi halinde TCMB, kısa vadeli faizleri düşük düzeylerde tutarken zorunlu karşılıklar aracılığı ile sıkılaştırmaya gidebilecek ve zorunlu karşılıklara ilişkin oluşturduğu mekanizmayı aktif olarak kullanarak Türk lirası zorunlu karşılıklar için döviz tutma imkanını daha da yüksek katsayılarla uygulayabilecektir.
  17. Euro Bölgesi’nde çözüme yönelik kurumsal mekanizmaların yeterince hızlı işlememe riski ve küresel finans piyasalarında yeni bir çalkantının ortaya çıkması durumunda, ilk planda sermaye hareketlerini dengelemek amacıyla faiz koridoru aracılığıyla etkin bir likitide yönetimi uygulanabilecek; izleyen aşamalarda ise zorunlu karşılıklar ve diğer likitide araçları kullanılarak bankacılık sistemini rahatlatıcı tedbirler alınabilecektir.
  18. Küresel ekonomiye dair sorunların beklenenden daha hızlı ve kararlı bir şekilde çözülmesi halinde toplam talep ve emtia fiyatlarında öngörülenden daha hızlı bir artış ortaya çıkabilecektir. Böyle bir durumda orta vadeli enflasyon baskıları söz konusu olabileceğinden bütün politika araçları sıkılaştırıcı yönde kullanılabilecektir.
  19. Emtia fiyatları üzerindeki jeopolitik ve arz yönlü sorunların devam etmesi enerji fiyatlarında yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. Tarımsal emtia fiyatlarında özellikle Amerika kıtasındaki kuraklık nedeni ile gözlenen artışın önümüzdeki dönemde işlenmiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabileceği düşünülmektedir.
  20. Emtia fiyatlarından kaynaklanan risklerin gerçekleşmesi halinde TCMB, geçici fiyat hareketlerine tepki vermeyecek, ancak beklentilerin ve fiyatlama davranışlarının kalıcı olarak bozulmasına müsaade etmeyecektir.  
  21. Nisan raporundan bu yana Yunanistan’da genel seçimler sonuçlanmış ve seçim sonuçları ülkenin AB’den çıkışına yönelik algılamaları zayıflatmıştır. İspanya’da yüzde 7 sınırını da aşan kamu borçlanma faiz oranları ile bankacılık sektöründeki sorunların derinleşmesi finansal destek ihtiyacının belirginleştirirken, muhtemel yardım talebinin diğer ülkelere kıyasla daha yüksek tutarda olması, halihazırdaki kaynakların yeterliliği konusunda kaygı oluşturmaktadır. İtalya kamu borçlanma faizlerinin de borç çevrimini zorlayacak seviyelere yaklaşması, bölge ülkelerine yönelik riskleri arttıran diğer bir unsur olmuştur.
  22. AB ekonomisine yönelik aşağı yönlü risklerin daha uzun süre geçerliliğini koruyacağı düşünülmektedir.
  23. Geçtiğimiz üç aylık dönemde ABD ekonomisine ilişkin veriler iktisadi faaliyetteki toparlanmanın yavaşladığına işaret etmektedir. Bu nedenle FED, Haziran ayı toplantısında, piyasadaki uzun vadeli tahvilleri kısa vadeli tahvillerle değiştirme politikasına devam etme kararı alırken , iktisadi faaliyetteki gelişmelere bağlı olarak üçüncü miktarsal genişleme (QE3) olasılığını da gündemde tutmuştur.
  24. Son dönemde enflasyonun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin genelinde düşüş eğiliminde olması ve büyümede risklerin aşağı yönlü seyretmesi merkez bankalarının büyüme odaklı para politikaları izlemelerine olanak tanımıştır. Bu çerçevede bazı merkez bankaları politika faizlerinde indirime gitmişlerdir. Beklentiler para politikası duruşundaki gevşemenin yılın geri kalanında da devam edeceği yönündedir.
  25. ABD ve Japonya, gelişmiş ekonomiler büyümesine pozitif katkıda bulunurken; Euro Bölgesi ve İngiltere’de yılın ilk çeyreğine ait büyüme oldukça düşük gerçekleşerek gelişmiş ekonomiler büyümesini aşağı çekmiştir. Gelişmekte olan ekonomiler itibarıyla bakıldığında ise Çin ve Hindistan ekonomilerindeki yavaşlama söz konusu ülke grubunun büyümesindeki gerilemenin temel belirleyicisi olmuştur.
  26. Küresel PMI rakamları incelendiğinde yılbaşında bir miktar artış gösterdiği, ancak Mart ayından itibaren bu hareketin tersine döndüğü görülmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin PIM göstergeleri büyümenin sınırlı kalmaya devam edeceğini göstermektedir.
  27. GSYİH 2012 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 oranında artış kaydetmiştir. Yıllık büyümeye katkılar incelendiğinde net dış talebin katkısının kuvvetlenerek devam ettiği, yurt içi talebin ise kamu tüketimi ve özel yatırımların öncülüğünde olduğu görülmektedir.
  28. Haziran ayından itibaren enflasyon ve cari açık rakamlarının beklentilerden olumlu gelmesi ve kredi not artırımları yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’deki yatırımlarını artırmalarına neden olmuştur.
  29. Son dönemde DİBS piyasasında yabancıların iki yıldan uzun vadeli kağıtları daha çok tercih ettikleri görülmektedir. Bu durum yabancı yatırımcıların enflasyon ve diğer makroekonomik göstergelere ilişkin orta vadeli beklentilerinin olumlu olduğuna işaret etmektedir.
  30. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin para politikası duruşunun değiştirilmesine neden olabileceği vurgulanmalıdır. Dolayısıyla, enflasyon tahminleri oluştururken para politikası görünümüne ilişkin ifade edilen varsayımlar, TCMB tarafından verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır.
  31. Son yıllarda uygulanan ihtiyatlı maliye politikalarının önümüzdeki dönemde de devam etmesi küresel konjonktürdeki belirsizliklere karşı ekonomimizin dayanıklılığının korunması açısından kritik önem taşımaktadır.
  32. Bütçe dengesinde yılın ikinci yarısında ek bir bozulma olmayacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülemeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde TCMB’nin para politikası duruşunu güncellemesi söz konusu olabilecektir.
FinansTeknik.com
Finans Teknik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.