Bu Blogda Ara

abd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
abd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Aralık 2023 Çarşamba

20 Aralık 2023 - Moody's'in Türkiye Ekonomisi Yorumu ve Küresel Finansal Piyasaların Son Durumu

Kredi derecelendirme devi Moody's'in Türkiye ekonomisi üzerine yapmış olduğu son açıklamalar ve bu doğrultuda ortaya koyduğu değerlendirmeler, finansal piyasalar ve yatırımcılar için hayati önem taşıyor. Moody's, Türkiye ekonomisinde iyileşme sinyalleri gözlemlemesine karşın, "kurumsal kapasitedeki toparlanmanın zaman alacağı" vurgusu ile notunun sabit tutulduğunu duyurdu. Bu açıklama, Türkiye ekonomisinin gelecekteki potansiyelini değerlendirirken dikkate alınması gereken kritik bir gösterge olarak ön plana çıkıyor.

Öte yandan, Amerikan Merkez Bankası (FED) tarafından gelen faiz indirim sinyalleri, hisse senetlerinde bir ralliye neden oldu. DJ Sanayi ve NASDAQ 100 endeksi yeni zirvelere ulaşırken, MSCI Dünya endeksinin 2023 yılı kazanç oranının %21.2'ye ulaşması, global ekonomik iyimserliğin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Fed üyelerinin faiz indirimi beklentilerini yumuşatma çabalarına rağmen, piyasaların hala 2024 için altı faiz indirimi fiyatlaması, Fed ile piyasalar arasındaki iletişim sorununu gözler önüne seriyor.

Dow Jones Sanayi Endeksi'nin tarihi zirvelere ulaşması, ABD hisse senedi piyasalarının güçlü bir performans sergilediğini gösteriyor. Bu, global ekonomik iyimserliğin bir yansıması olarak kabul edilebilir. Aynı zamanda, Euro Bölgesi ve ABD ekonomilerindeki enflasyon oranları ve konut başlangıçları gibi makroekonomik göstergeler, ekonomik iyileşme sürecinin devam ettiğini işaret ediyor.

Kızıldeniz'deki Houthi militanlarının ticari gemilere yönelik saldırıları ve buna bağlı olarak oluşan kriz, piyasaları etkilemeye devam ediyor. Gemilerin alternatif yolları kullanmaya başlaması, enerji talebinde artışa ve Brent petrol fiyatlarının 80 dolar seviyesine yaklaşmasına yol açtı. ABD ve müttefiklerinin bu duruma müdahale kararı ve bölgeye askeri güç gönderme planları, Ortadoğu'daki jeopolitik riskleri daha da artırıyor. Bu tür gelişmeler, piyasaların volatilitesini artırabilecek ve küresel ekonomik dengeler üzerinde önemli etkiler yaratabilecek nitelikte. Enerji piyasaları ve genel olarak global ekonomi üzerindeki etkileri önümüzdeki günlerde dikkatle izlenmeli.

ABD'deki 2024 seçimlerine dair ilginç bir gelişme olarak Colorado eyaletinin, 2020 seçimlerinde yaşanan olayları gerekçe göstererek eski başkan Trump'ın adının oy pusulasında yer almamasına karar vermesi, politik arenada dikkat çekici bir olay. Bu karar, ABD'nin siyasi geleceği ve seçim dinamikleri açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.

Yakında takip edilen ekonomik göstergelerden biri olan ve TÜİK-TCMB işbirliği ile yayımlanan tüketici güven endeksi Aralık ayı itibariyle 77.4 seviyesine yükselirken geçen ayın %2.6 üzerinde ve son 5 ayın zirvesinde. Bu, geleceğe yönelik beklentilerdeki iyileşmeyi gösteren bir işaret olarak kabul edilebilir. Özellikle döviz kurunun öngörülebilir bir hâl alması, son dönemde izlenen ekonomi politikalarına güvenin artması ve tüketim verilerinin iyi gitmesi, ekonominin genel durumu hakkında olumlu sinyaller veriyor. Ancak, sıkı para politikasına rağmen tüketimin zayıflamaması, enflasyonist baskıların artmasına yol açabilir, Bu da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) para politikasını sıkılaştırma ihtimalini gündeme getiriyor. Piyasaların beklediği 250Bps'den daha fazla faiz artırımı gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, bu bağlamda büyük önem taşıyor.

Küresel mali piyasaların genel olarak tatil havasına girmesiyle nispeten iyimser bir dengelenme hakim. Bu durum, yatırımcıların geleceğe yönelik beklentilerini ve stratejilerini şekillendirmede önemli bir rol oynayabilir. Türk hisse senetleri üzerinde satış baskısı halen devam ediyor. BİST100 endeksinin %0.8 oranında geriledi. Yeni halka arz edilen şirketlerin kayıplarının göreceli olarak daha fazla. Son dönemde tırmanan halka arz çılgınlığında sona gelindiğini görüyoruz.

27 Kasım 2017 Pazartesi

Fed Bilançosunun Küçültülmesi ve Olası Etkileri

Merkez Bankası'nın periyodik olarak çeyrek dönemlerde yayınladığı Enflasyon Raporlarının içerisinde KUTU adı altında bilgilendirme bölümleri bulunmaktadır. Bu bölümler işlenen konu bazında okuyucuyu oldukça sade bir dil ile bilgilendiren değerli çalışmalar içeriyor. Dönem dönem burada yazılanlardan faydalandığımı belirtmek isterim.

En son yayınlanan Enflasyon Raporu'nun 20-22. sayfalarında yer alan 2.1 nolu KUTU'da yer alan "Fed Bilançosunun Küçültülmesi ve Olası Etkileri" başlıklı çalışmayı burada aynen paylaşıyprum. Faydalı olması dileğiyle.


Fed yetkilileri, Eylül 2017 toplantısı sonrasındaki açıklamalarında, bir süredir iletişimini devam ettirdikleri bilanço küçültme programına Ekim ayı itibarıyla başlanacağını duyurmuştur. Bu kutuda söz konusu programın ne şekilde gerçekleştirilmesinin planlandığı ve programa hangi nedenlerle ihtiyaç duyulduğu özetlenmeye çalışılmış, programın sonuçlarına ilişkin olası senaryolar ve faiz politikası ile ilişkisi tartışılmıştır.

Küresel kriz öncesinden bugüne Fed bilançosunun nasıl değiştiği Tablo 1’de özetlenmiştir. Merkez bankaları para politikası uygulamalarında piyasa işlemlerine başvurmakta ve bu işlemler için genellikle devlet tahvillerinden oluşan bir finansal varlık portföyü tutmaktadır. Fed’in kriz öncesi bilançosunda görülen finansal varlıklar bu çerçevede değerlendirilebilir. Kriz sonrası bilanço incelendiğinde ise bu miktarın yaklaşık beş katına yükseldiği görülmektedir. Bu durum üç aşamada uygulamaya konulan tahvil alım programlarının bir sonucu olmuş ve Fed bu yolla para arzını artırırken bilançosunun yükümlülük kısmında ise “banka rezervleri” kalemi yükselmiştir (Grafik 1). Sonuç olarak, kriz öncesinde Fed’in bilançosu GSYİH’ye oran olarak yaklaşık yüzde 5 seviyesindeyken, bugün yüzde 23 seviyesine kadar yükselmiştir.

11 Aralık 2013 Çarşamba

Günün Öne Çıkan Başlıkları 11/12/2013




Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı; TCMB’nin üç farklı politika faizi var.

Bugün açıklanan Ekim ayı cari açık beklentilere paralel 2,9 milyar dolar olarak açıklandı. Diğer bir gelişme, TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın yaptığı açıklama oldu. Artık üç farklı politika faizi (TCMB’nin %4,5 ve %6,75 olan “istikrar fonlama oranları” ve %7,75 olan “marjinal fonlama oranı”) olduğunu belirten Başçı yakın zamanda faiz artırımı planlamadıklarını, para politikası duruşlarının yeterli olduğunu ve 50 milyon dolarlık döviz satım ihalesine devam edileceğini belirtti.

Konuşmasında, yurt içi talep ve ihracatın ılımlı büyüme eğilimlerini koruduğunu belirten Başçı, “hanehalkının aşırı borçlanmasıyla ilgili tedbirlerin cari işlemler açığındaki iyileşmeyi destekleyeceğini belirtti. Ayrıca, enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasındaki temkinli duruşun korunacağını ifade etti.

EUR/USD paritesi yükselmeye devam ediyor.

BIST 100, günü %0,21 kayıpla 73.965 puanla tamamladı. Dolar/TL ise, 2,04 seviyesini aşmış durumda.

Dolar, euro karşısında gerilemeye devam ediyor. Parite 1,38’e yakın seviyelerde.

Gösterge tahvil faizi gün içinde %8,98’e kadar geriledikten sonra günü tekrar yükselerek %9,06 seviyesinde tamamladı.

Altın 1257 seviyelerine çekildi. Brent petrol 109 dolar seviyesinde.

ABD’de Ocak ayındaki borçlanma sorunu çözüldü.

ABD’de uzun süredir beklenen federal hükümetin Ocak ayı sonrasında da borçlanmasına imkan verecek, kamu finansmanını istikrara kavuşturacak bütçe çerçevesi üzerinde anlaşmaya varılmasıyla, Fed kaynaklı endişeler tekrar alevlenmiş durumda.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) İcra kurulu üyesinin bir Alman gazetesinde yer alan söyleşisinde, bankanın daha fazla gevşeme adımı atılması ihtimalini reddetmediğini, şu an için buna ihtiyaç duyulmadığını belirtmiş. Politika faizinde yeniden indirime gidilmesi, mevduatta negatif faize geçilmesi veya ek likitide sağlanmasını gibi seçeneklerin gözününde bulundurulduğunu, bu tür seçeneklerin akıbetinin ekonomik gelişmelere bağlı olduğunu iletilemiş durumda.

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Yurtdışı Piyasalar - Bölgesel Değerlendirmeler

 Asya ve ABD ekonomileri olumlu tablo çiziyor. Avrupa’da riskler sürüyor…
Euro Bölgesi’nde ülke bütçelerinde gözlemlenen iyileşme ve sıkı kredi koşulları büyüme üzerine olumsuz etki ederken; ABD için ise ekonomik koşullar büyümeyi destekliyor. Gelişmekte olan ülkeler için durum daha olumlu. Asya, Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin 2013 yılında daha güçlü bir büyüme performansı göstermesi bekleniyor. Ancak, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri büyüme oranının 2012’nin altında kalması bekleniyor.

Gelişmiş Avrupa Ekonomilerinde ekonomik aktivitedeki zayıflık devam ediyor. Enflasyon baskısı bölge için giderek ılımlı bir görünüme kavuşuyor. Eğer Avrupa’daki politika yapıcılar kapsayıcı bir bankacılık birliği oluşturabilir ve yapısal reformlar büyümeyi olumlu etkileyecek nitelikte olursa bölgedeki büyüme oranları çevre ülkelerden gelecek katkıyla iyileşir.

Gelişmekte olan Avrupa ülkeleri Euro bölgesine göre daha ılımlı bir tablo çiziyor. 2013 büyüme rakamının ılımlı olmasına, finansal piyasadaki iyileşme sinyalleri ve finansal koşullarındaki gevşeme neden oluyor. Ancak, Euro bölgesinin karşı karşıya olduğu uzun süreli durgunluk bölge için aşağı yönlü risk olarak dikkat çekiyor. Gelişmekte olan Avrupa’nın öncelikli ihracat pazarının Euro bölgesi olması bu riski önemli kılıyor. 

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.