Bu Blogda Ara

tüketim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tüketim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Mart 2018 Perşembe

32 Sayılı Karar Ne Getiriyor?


Küreselleşen dünyada 2008 mortgage krizinden bu yana ekonomi politikaları sil baştan değişmeye, yeniden tanımlanmaya başlamıştır. Serbest piyasa ekonomisinin lokomotif ülkelerinin yıllardır tüm dünyaya dayattığı serbest piyasaya yönelik politikalar, yerini serbest piyasadan uzaklaşan devletin birçok noktaya müdahale ettiiği, bir takım kotalarla ve vergilerle kendi ülkesinin çıkarlarını gözeten korumacı politikalara dönüşerek serbest piyasanın tüm dinamiklerini alt üst eden bir yapıya evrilmiş durumdadır.

Dövizle Borçlanmada Değişim Başladı

Dövizle dolaşmanın bile yasak olduğu 1980 dönemlerinden çıkan Türkiye, küreselleşen dünyada serbest piyasa ekonomisine mümkün olduğunca ayak uydurarak (%100 başardığı elbette söylenemez) bugünlere kadar gelmiştir. Şimdi ise, bu değişim rüzgarından nasibini almaya başlamaktadır.

Üretim ve Katma Değerden Uzaklaşan, Tüketim Odaklı Türkiye

2002-2008 döneminde küresel piyasalardaki ucuz ve bol likitidenin getirmiş olduğu iyimser rüzgarları arkasına alan Türkiye ekonomisi, diğer tüm gelişmekte olan ülkelerle birlikte büyümeye devam etmiş, 2008 krizi sonrasında Türkiye gibi yüksek faiz ve getiri imkanı sunan gelişmekte olan ülkeler cazip halde kalmaya devam etmiş ve bugüne kadar gelinmiştir. Hemen hemen 16 yıllık bol ve ucuz likitide döneminde üretimden gittikçe uzaklaşan, tüketim (hatta son yıllarda büyük ölçüde inşaat) odaklı büyüme modeliyle hareket eden Türkiye, bu dönemin getirmiş olduğu imkanları üretime ve katma değere yatırmayarak değerlendiremediği gibi, tüketim nedeniyle geleceğinden de çalarak ödenmesi mümkün olmayan devasa borçlar yaratmıştır.

Türkiye’nin Dış Borç Stoku Ne Kadar?

Dış borç 2017 sonu itibariyle 450 milyar USD’ye yakın bir seviyeye yükselmiş durumdadır. 2023 yılında 500 milyar USD ihracat hedefi bulunan Türkiye’nin 2017 yılı ihracat tutarı ise 157 milyar USD’dir. (Bu hedefin oluşturulduğu 2011-2012 döneminden beri bu tutar hemen hemen aynı seviyededir.) İthalat ise, 234 milyar USD’dir. Yani ihraç ettiğimizden fazla ithal etmekteyiz. 2017 yılında +157-234= -77 milyar USD  dış ticaret dengesi açık vermiş durumdadır. Yani borcu kapatmak için yurtdışından döviz gelmemektedir. Bu tablodan uzunca bir süre daha gelmeyeceği de rahatça anlaşılabilmektedir. Yurtiçi yerleşiklerin 2017 sonu itibariyle yabancı para mevduatı ise, 201 milyar USD seviyesindedir. Turizm gelirleri veya doğrudan yabancı yatırımlar gibi bir takım döviz girdilerini dikkate almazsak, Türkiye bu borcu asla ödeyemecektir.

Türkiye’nin Dış Borcu Ödenemez Seviyelere ulaşmıştır

Bu tabloyu birileri farketmiş olacak ki, ne yapalım da bu dövizle borçlanmayı sınırlandıralım/azaltalım ve uzun vadede dövizle borçlanmanın getirmiş olduğu kur risklerini minimize ederek piyasayı kontrol altında tutalım diyerek, serbest piyasa ekonomisini alt üst edecek tepeden inme bir yaklaşımla, kamuoyunun görüşünü dahi almadan düzenlemelere gidilmiş ve yapılacak uygulamaların ilk kısımları resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Peki 32 Sayılı Karardaki Değişiklikler Ne Getiriyor?

Yapılan/yapılacak düzenlemelere ilişkin görüş ve değerledirmelerimizi aşağıdaki gibidir;

25 Ocak 2018 tarihinde resmi gazete yayınlanan değişlikle birlikte, 02 Mayıs 2018’den itibaren 15 milyon USD altında döviz kredisi olan şirketlerin kullanabilecekleri döviz kredisi tutarı son 3 yıl döviz gelirleri ile sınırlandırılmış, bazı şirketler ve döviz kredileri için ise istisnalar getirilmiştir. İlgili tarih itibariyle 15 milyon USD ve üzerinde kredisi olan şirketler için ise herhangi bir kısıtlama öngörülmemiştir. Piyasadaki kur risklerinin azaltılmasını amaçlayan bu kararın iki aşamalı düzenlemenin ilk aşaması olduğu ve ikinci aşamada da döviz kredisi kullanan şirketlere taşıdıkları açık pozisyonları üzerinden hedge etme zorunluluğu getirileceğinin planladığı bilgisi açıklanmıştır.







17 Şubat 2018 tarihlinde resmi gazete yayınlanan yönetmelik, 15 milyon USD üzerinde döviz kredisi bulunan şirketler için getirilen düzenlemenin takip alt yapısını oluşturma amacıyla yayınlanmıştır.


32 sayılı kararın değiştirilmesindeki amaç her ne kadar dövizle borçlanmayı sınırlandırmak ve döviz talebini azaltarak piyasada maruz kalınan kur risklerini azaltmak olsa da, yapılan değişiklikler ve uygulamaya ilişkin yapılan açıklamalar tam tersine dövize talebi artıran ve TL faizlerin daha da yükselmesine sebep olabilir niteliktedir.

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.